Ne tür bir suçluluk duygusu içinde olduğunuzun farkında olun
Ülkemizi derinden yaralayan ve yasa boğan deprem felaketinin ardından depremden ikincil olarak etkilenen kişilerde de ciddi suçluluk duygusu yaşanıyor. Depreme birebir tanık olmasak da görüntüleri izledikçe travma sonrası stres bozukluğu, çaresizlik ve yoksunluk duygusunun tetiklendiğini belirten HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Esra Çakı, “Suçluluk duygusu her zaman olaylarla uyumlu bir şekilde ortaya çıkmaz” diyor.
Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizde çok büyük kayıplar verdiğimiz depremler nedeniyle hepimiz zor bir süreçten geçiyoruz. Öncelikle hissedilen her duygunun şu an için normal olduğunu söyleyen HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Esra Çakı: “Doğal afetlerin etkisi, doğrudan olayın neden olduğu fiziksel yıkımın ötesine geçer. Bu tür olayların ani olması çaresizlik ve yoksunluk duygusunun oluşmasına sebep olur. Olaya birebir tanık olmasak da görüntüleri izledikçe travma sonrası stres bozukluğu belirtileri yaşayabilir, yardım edemediğimiz için suçluluk duyabiliriz. Genel olarak iki tür suçluluk duyarız, sağlıklı, uygun suçluluk ve sağlıksız, irrasyonel suçluluk. Nasıl bir duygunun içinde olduğunuzun farkında olmakla işe başlayın” diyor.
Uygun suçluluk
Hoş olmayan bir duygu olsa da, 'uygun' suçluluk, sosyal davranışımızı düzenlememize yardımcı olur. Haklı bir nedenle suçlu hissetmek, vicdanımızın ve bilişsel yeteneklerimizin, hatalarımızı tekrar etmemizi veya hata yapmamızı engellemek için düzgün çalıştığının bir işaretidir. Bu bize gelecekte davranışlarımızı öğrenme ve değiştirme fırsatı verir.
Sürekli suçluluk duygusu "suçluluk eğilimi" olarak bilinir ve suçluluk eğilimi yaşayan kişilerin kendi - ve diğerlerinin - duygularıyla güçlü bir bağı olduğuna inanılır.
Mantıksız suçluluk
Bir durumun sorumluluğunu yanlışlıkla üstlendiğimiz veya neden olunan acıyı abarttığımız irrasyonel tür, tamamen başka bir konudur ve sorunu çözmek için adımlar atmazsak çok zarar verici olabilir. Aşırı irrasyonel suçluluk, anksiyete, depresyon gibi hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Hastaların sevdiklerine ve çevrelerindekilere yük olduklarına inanmasına neden olabilir. Kontrol edilmeyen suçluluk ayrıca konsantrasyon ve üretkenliğin azalmasına, düşük ruh haline, artan strese ve uyku eksikliğine neden olabilir. Sonuç olarak, ilişkilerimiz, günlük eylemlerimiz ve hayata genel bakışımız kötü bir şekilde etkilenebilir.
Peki bu duyguların kontrolden çıkmasını durdurmak için ne yapabiliriz?
Dikkat egzersizi yapabilirsiniz. Bu, zihni ve bedeni birbirine bağlayabilir ve suçluluk duygunuzu bir perspektife oturtmanıza yardımcı olabilir.
Rahatlamanıza yardımcı olan her şeyle dikkatinizi dağıtabilirsiniz; en sevdiğiniz müzik, bir kitap, biraz egzersiz veya sadece bir nefes temiz hava.
Proaktif olun. Suçluluğunuzun haklı olduğunu düşünüyorsanız ve bu karara mantıklı düşünerek ulaştıysanız, harekete geçin. Hatalarınızdan ders alın, düzeltmeler yapın ve yolunuza devam edin.
Mükemmelliğin var olmadığını unutmayın. Mükemmel çözümü aramak, faydasız olan zihinsel bir "tıkanmaya" yol açabilir. Bunun yerine koşullar için "en iyi" çözümü kabul etmeyi öğrenin ve bir bakış açısı duygusuna sahip olun.
Öncelikle travma hakkında bilgi edinin böylece göreceksiniz ki hissettiğiniz her duygu şu an normaldir.
Şu an verdiğiniz her tepkinin de şu an olağan olduğunu bilmek bunların geçeceğini bilmek size dayanma ve ilerleme enerjisi verecektir.
Duygularınızı hissettiklerinizi terapistinize, yanında güvende hissettiğiniz bir yakınınıza anlatmanız ve paylaşmanız önemlidir.
Eskiden yapmaktan keyif aldığınız hobilerinize yavaş yavaş yeniden başlamayı denemek ve güvende olduğunuz kişilerle bir arada olmak sizi iyi hissettirecektir.
Suçluluk duygularına sihirli bir çözüm yoktur fakat kabul etmek ve gelecekte daha olumlu davranmak için kullanabilirsiniz.